Son günlerde ülkemizin birçok bölgesinde yaşanan aniden soğuyan hava koşulları, tarım sektöründe büyük bir krizin habercisi oldu. Özellikle, Ege Bölgesi'nde önemli bir üretim merkezi olan albastı kirazı, bu durumu ağır bir şekilde hissediyor. Üreticiler, beklenmedik zirai don nedeniyle büyük kayıplar yaşarken, ürün fiyatlarının da bu duruma göre şekilleneceği öngörülüyor. Böyle bir durumda, çiftçilerin desteklenmesine yönelik önlemlerin alınması gerekliliği bir kez daha gündeme geldi.
Türkiye'nin ziraat alanında geniş bir yeri olan albastı kirazı, özellikle yaz aylarında sağladığı yüksek gelir ile tanınıyor. Ancak, bu yıl mart ayının ortalarında meydana gelen yogun soğuklar, kiraz bahçelerini adeta bir kış manzarasına dönüştürdü. Don olayları, yeni çiçeklenmiş kiraz ağaçlarının hücrelerine ciddi zararlar verdi. Kısa vadede bu durum, bahçelerde verim kaybı anlamına geliyor. Üreticiler, yaşanan kayıplar nedeniyle hayal ettikleri hasadı gerçekleştirememe korkusuyla karşı karşıya. Albastı kirazı, Türkiye'nin yanı sıra dünya pazarında da pek çok talep gören bir meyve olmasına rağmen, zirai don nedeniyle oluşan bu kriz, tüm bu potansiyeli tehlikeye atmış durumda.
Tarım ve Orman Bakanlığı, çiftçilerin bu zor durumdan çıkabilmesi için çeşitli destek programlarını devreye almayı düşündüklerini açıkladı. Çiftçilerin sigorta kapsamında olan ürünleri için tazminat ödemeleri yapılabileceği söyleniyor. Ayrıca, zarar gören çiftçilerin, tarımsal destekleme programlarından yararlanabilmesi için başvurularını hızlandırmaları gerektiği vurgulandı. Uzmanlar, çiftçilerin kayıplarını giderebilmesi için çeşitli alternatif yöntemleri de değerlendirmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle, dondan koruyucu sistemlerin kurulması ya da seraların kullanılması, tarımsal üretkenliğin artmasına yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, zirai don olayları, albastı kirazı üreticileri için 'tam bir felaket' haline gelmiş durumdadır. Üreticilerin riskleri göze alarak daha esnek tarım tekniklerine yönelmeleri ve devletin bu süreçte sağlam destekler sunması, sektörün geleceğini güvence altına alabilir. Ancak böyle bir destek sağlanmadığı takdirde, hem üreticilerin hem de tüketicilerin zor günler geçireceği aşikar. Yasaların ve devlet politikalarının, tarım sektöründeki bu tür doğal felakete karşı daha fazla önem göstermesi ve acil durum planlarının oluşturulması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, tarım sektörü sadece ekonomimizi değil, aynı zamanda hayatımızı da etkileyen bir alandır ve bu nedenle, bu sürecin dikkatle ele alınması şarttır.