Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Süha Oğuzertem, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir yangın felaketi sonucu hayatını kaybetti. Edebiyatın derinliklerinde yankılanan sesi, eserleriyle birçok okuyucuya dokunan Oğuzertem’in kaybı, sadece ailesini değil, tüm edebiyat camiasını derinden üzdü. Özellikle son yıllarda yazdığı romanlar ve öykülerle genç kuşak yazarların ilham kaynağı olan Oğuzertem, edebi kariyerine damga vuran birçok eser ile tanınıyordu. Bu trajik olay, Oğuzertem'in sanatı ve Türk edebiyatına yaptığı katkıların sorgulandığı bir dönemin başlangıcını oluşturdu.
1950 yılında İstanbul'da doğan Süha Oğuzertem, genç yaşlarında edebiyatla tanıştı. İlk romanını 1975 yılında yayımladı ve kısa sürede birçok edebi ödül kazandı. Oğuzertem, eserlerinde genellikle insanın iç dünyasına, toplumsal olaylara ve bireyin hayatta karşılaştığı zorluklara ışık tutarak okuyucularına derin bir empati sağladı. Yazdığı romanlar, kısa öyküler ve denemeler, onun Türk edebiyatındaki yerini sağlamlaştırdı. Sadece bir yazar değil, aynı zamanda bir düşünür ve sosyolog olarak da tanınan Oğuzertem, edebiyatı toplumsal derinliklerle harmanlayarak okuyucularına sunmayı başardı.
Birçok eserinin aktardığı temalar arasında yalnızlık, aşk, zamanın akışı ve insana dair evrensel duygular yer alıyor. Oğuzertem’in ‘Kırık Düşler’ adlı eseri, okuyucuları derinden etkileyen psikolojik bir roman olarak dikkat çekmiş, aynı zamanda edebiyat eleştirmenlerinden övgüler almıştır. Yazar, kaleme aldığı eserleriyle birçok edebi dergide yer alarak geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmayı başardı.
Süha Oğuzertem’in hayatını kaybettiği yangın, İstanbul'un kenar mahallelerinden birinde meydana geldi. Olayın nedeni henüz netleşmemiş olmakla birlikte, itfaiye ekipleri yangına müdahale etmekte zorlandı. Oğuzertem’in komşuları, yangının bir anda büyüdüğünü, evin alevler içinde kaldığını ifade ettiler. Ne yazık ki, yazar, olay sırasında evinin içinde bulunuyordu. Yangının söndürülmesinin ardından yazarın cansız bedeni evinin içinde bulundu. Olay, pek çok sosyal medyada da hızla yayılarak milyonlarca insanı derinden etkiledi. Edebiyat çevresinden birçok ünlü isim, Oğuzertem’in kaybı üzerine başsağlığı mesajları yayımladı.
Bu üzücü olay, aynı zamanda bir güvenlik meselesini de gündeme getirdi. İtfaiye hizmetleri, yangının nasıl bu kadar hızlı yayıldığı ve önlem alınmadığı konularında eleştirilere maruz kaldı. Oğuzertem’in anısına düzenlenecek etkinliklerin yanı sıra, toplumsal bilince ulaşılması ve benzer olayların bir daha yaşanmaması adına farkındalık yaratılması gerektiği vurgulandı. Edebiyatseverler, bu trajik olayın ardından sevdikleri yazarın anısını yaşatmak için çeşitli etkinlikler ve anma programları düzenlemeyi başlattı.
Sonuç olarak, Süha Oğuzertem’in kaybı, Türk edebiyatında derin bir yarık açmıştır. Kendisi anılarını, hikâyelerini ve hayata dair sorgulamalarını bizlere miras bıraktı ancak onun vozunu bir daha duymak mümkün olmayacak. Yazarın eserleri, yaşadığı dönem ve olaylar hakkında derinlemesine bilgi vermekte ve okuyuculara her zaman ilham vermeye devam edecektir. Oğuzertem’in anısına saygıyla... Geriye kalan eserleri, onun kelimelerle ördüğü derin dünyasına açılan kapılar olarak kalacaktır.