Son dönemde yaşanan ekonomik gelişmeler, özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın uyguladığı politikalar, dünya genelinde büyük yankı uyandırmış durumda. Türkiye gibi birçok ülke, Trump'ın kararlarının olumsuz sonuçlarından etkilenirken, resesyon riski de oldukça artmış durumda. Peki, bu durumun Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri neler? Ekonomistler bu durumu nasıl değerlendiriyor? İşte tüm detaylar.
Trump, göreve geldiği günden bu yana, vergi indirimleri ve ticaret savaşlarıyla sık sık gündeme geldi. Bu politikalar, kısa vadede bazı ekonomik büyüme sağlamış olsa da, uzun vadede büyük belirsizlikler ve potansiyel bir resesyon riski barındırıyor. Özellikle, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde döviz kurlarında dalgalanmalar yaşanmaya başladı. Türk Lirası’nın değeri, özellikle ABD Merkez Bankası'nın faiz artırımlarına yanıt olarak ciddi oranda düştü. Bu durum, ithalat maliyetlerini artırırken enflasyonu da tetikliyor.
Trump’ın ticaret politikaları sonucu, dünya genelindeki tedarik zincirlerinde aksaklıklar meydana gelmekte. Özellikle Çin ile devam eden ticaret savaşları, global gıda ve hammadde fiyatlarını etkileyerek Türkiye'deki tarım ve sanayi sektörlerinin çalkantılı bir süreç geçirmesine sebep oldu. Bunun yanında, Türkiye’nin ihracat pazarlarında yaşanan daralma, ülke ekonomisini zayıflatıyor ve büyüme rakamlarını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor.
Ülkeler, ekonomi politikaları ile birlikte resesyon tehdidiyle karşı karşıya kalabiliyor. Bu bağlamda, birçok ekonomist Türkiye'nin de resesyona girmesi konusunda uyarılarda bulunuyor. Ağustos 2023'te yapılan değerlendirmelerde, büyüme tahminlerinin düşmesi ve işsizlik oranlarının arttığına dikkat çekildi. Yüksek enflasyon, yaşam standartlarını zorlaştırırken tüketici harcamalarında da azalma gözlemleniyor.
Türkiye’nin iç dinamikleri, Trump'ın uyguladığı politikalar ile daha da karmaşık bir hâl alıyor. Dış politikadaki belirsizlikler, finansal piyasalardaki güvensizliği artırmakta ve doğrudan yabancı yatırımcıları olumsuz etkilemektedir. Özellikle, Türk Lirası üzerindeki baskının artması, bu durumu daha da kötüleştiriyor. Yerli sanayicilerin, hammadde bulma konusundaki sorunları artarken, bu durum maliyetleri yükseltiyor ve kâr marjlarını daraltıyor.
Sonuç olarak, Trump'ın ekonomi politikalarının Türkiye üzerindeki etkileri oldukça derin bir hale gelmiş durumda. Resesyon riski, yalnızca ekonomik büyüme açısından değil, sosyal dengeler açısından da önemli sonuçlar doğurabilir. Ekonomistler, Türkiye'nin bu süreçten nasıl sıyrılacağını ve hangi stratejilerle bu zorlukların üstesinden geleceğini tartışmaya devam ediyor. Türkiye'nin, global ekonomik dalgalanmalara karşı daha dayanıklı bir yapı kurması ve uluslararası iş birliklerini geliştirmesi hayati öneme sahip.
Önümüzdeki günlerde, global ekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik atılacak adımlar, Türkiye ekonomisinin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. Bu noktada, yerel ve uluslararası düzeyde işbirlikleri, Türkiye'nin ekonomisini olumlu yönde etkilemek için büyük bir fırsat sunabilir.