Trabzon'un belirli bölgelerinde yaşanan yoğun yağış sonucunda oluşan sel felaketi, kenti birçok yönden olumsuz etkiledi. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen bu doğal afet, özellikle dere yatakları çevresinde yer alan yerleşim alanlarında büyük çapta hasara yol açtı. Sel suları, evleri, iş yerlerini ve hatta tarım arazilerini etkileyerek bölge sakinlerinin hayatını altüst etti. Oralarda yaşayan vatandaşların ilk tepkisi ise sel sularının bir an önce çekilip normal yaşantıya dönme arzusuydu; fakat bu doğal felaketin ardından bazı insanlar kayboldu, bulaşan çamur ve yıkıntıların arasında kayıplarını arayan aileler çaresiz kaldı.
Trabzon’da meydana gelen sel felaketi, sadece bölge halkını değil, aynı zamanda Türkiye'nin farklı yerlerindeki iklim koşullarını da gözler önüne serdi. Son dönemlerde artan aşırı yağışlar, dünya genelinde iklim değişikliğinin etkilerini bariz bir şekilde gösteriyor. Uzmanlar, bu tür doğal afetlerin önümüzdeki yıllarda daha sık yaşanacağına dikkat çekiyor. Trabzon’da yaşanan bu felaket, yalnızca bir gündelik yaşam sorunu değil, aynı zamanda çevresel bir kriz olarak değerlendirilmelidir. Sel sularının getirdiği onca yıkım ve kayıplar, halkın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiledi, psikolojik olarak da derin yaralar açtı.
Selin yol açtığı yıkım, tarım alanlarından kentsel altyapıya kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Suları çekilen bölgelerde, evlerin temelleri zedelendi, arıtma tesisleri ve sulama sistemleri çalışamaz hale geldi. Hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük bir sıkıntı olan bu durum, bölgede tarıma dayalı ekonomik faaliyetlerin de durmasına neden oldu. Sel sonrası gelen çamur ve yıkıntılar, sadece fiziki değil, aynı zamanda mental bir yük de oluşturuyor. Zira insanlar, yaşadıkları evleri ve anılarıyla birlikte kaybetmenin acısını bir kenara itmeden, geleceğe dair belirsizlik içerisinde yaşıyor.
Bölgedeki kayıpların tümü için arama kurtarma çalışmaları, ilgili ekipler tarafından titizlikle sürdürülüyor. Trabzon'un yerel yönetimi, afet sonrası durumu yönetmek için tüm kaynaklarını seferber etti. AFAD ve diğer kurtarma ekipleri, kayıplarını arayan vatandaşların yanında yer alarak onlara destek olmaya çalışıyor. Ekiplerin birlikte çalışmasına rağmen, zemin koşulları ve yağmurun devam etmesi gibi olumsuz etkenler bu süreci zorlaştırıyor. Ancak, her geçen gün kaybolan kişinin izlerine ulaşma umudunu kaybetmeyen arama ekipleri, vatandaşların şehit olduğu bu zor günlerde dayanışma örnekleri sergileyerek toplumun tüm kesimlerine umut aşılıyor.
Bu arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra, bölgedeki topluluklar kendi aralarında da yardımlaşma ve dayanışma göstermeye özen gösteriyor. Yerel halk, birbiriyle yardımlaşarak kayıplarının izini sürmeye çalışıyor. Sosyal medya platformları üzerinden kaybolan bireylerle ilgili bilgi paylaşımı hızla yayılıyor. Yardımlara koşan gönüllüler, selden etkilenen bölgelerde temizlik ve yardım faaliyetlerini de üstlenerek, toplumun her kesimini bir araya getiriyor. Bu tür teşebbüsler, zor günlerde insanları bir araya getirirken esasında toplumsal dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, Trabzon'da meydana gelen bu sel felaketi, sadece bireysel trajedilere yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda tüm toplumu derinden etkileyen bir doğal afettir. Kaybolan kişi için yürütülen arama kurtarma çalışmaları umut verici olsa da, bu tür olayların önlenmesi için uzun vadeli çözümler üretilmesi elzemdir. Yetkililerin, iklim değişikliği ile mücadele ederek ve altyapı yatırımlarını artırarak bölgede benzer felaketleri en aza indirmeye çalışmaları beklenmektedir. Trabzon'un güçlü toplumsal yapısı ve yardımlaşma ruhu, bu zorlu günlerde şehrin heyecanını ve dayanıklılığını artırmaya devam edecek ve umarım ki kaybolan kişi kısa sürede bulunarak evine dönecektir.