Modern yaşamın getirdiği beslenme alışkanlıkları, sağlık üzerindeki olumsuz etkileriyle birlikte hayatımızda ciddi bir yere sahip. Kalp krizi, dünya genelinde en ölümcül sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilirken, beslenme ile olan ilişkisi ise sıkça tartışılıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, kalp krizinin sebeplerini mercek altına alırken, beslenme profesörü Dr. Mehmet Aydın, bu konuda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Aydın, kalp krizlerinin ana nedenlerini yüksek kolesterol ve şeker tüketimi olarak iki ana başlıkta ele alıyor. Peki, hangisi daha tehlikeli?
Kolesterol, vücudumuzda önemli bir yapı taşı olsa da, fazla miktarı ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) olarak bilinen “kötü” kolesterol, damarların daralmasına ve sertleşmesine neden olup kalp krizi riskini artırır. Yüksek kolesterol seviyeleri, özellikle doymuş yağ ve trans yağ içeren gıdaların aşırı tüketilmesiyle ilişkilidir. Dr. Aydın, "Kalp sağlığı açısından dengeli bir diyet büyük önem taşıyor. Kırmızı et, tam yağlı süt ürünleri ve işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, kolesterol seviyelerini yükseltiyor," diye belirtiyor.
Ayrıca, genetik faktörlerin de kolesterol seviyelerini etkileyebileceğini söyleyen Aydın, aile hikayesinin bu riskin artmasında önemli bir unsur olduğunu vurguluyor. Bunun yanı sıra, hareketsiz yaşam tarzı ve obezitenin de yüksek kolesterol ile ciddi bir ilişkisi olduğu biliniyor. Bütün bu etkenler bir araya geldiğinde, kalp krizi riski de kaçınılmaz hale geliyor.
Gelelim şeker konusuna. Son yıllarda şekerin sağlığa zararlarının daha belirgin hale geldiğini kaydeden prof. Dr. Aydın, “Yüksek şeker tüketimi metabolizma üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Özellikle basit şekerler, kan şekeri seviyesinin hızla yükselmesine neden olup insülin direncine yol açarak, sonunda kalp krizine kadar gidebilecek sorunları tetikleyebiliyor," diye açıklıyor.
Şekerin kalp üzerindeki etkileri yalnızca doğrudan değil, dolaylı olarak da kendini gösteriyor. Yüksek şeker tüketimi obezite, hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıkların gelişimini hızlandırıyor. Obezite, kalp sağlığı için en büyük tehditlerden biri olarak öne çıkıyor. Dr. Aydın, “Günlük şeker alımınızı minimize etmezseniz, zamanla bu durum kalp hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununu beraberinde getirir,” diyor.
Dr. Aydın, sağlıklı bir yaşam için dengeli bir beslenme planının önemini vurgularken, “Şekerin yerine sağlıklı alternatifler koyabiliriz. Özellikle doğal tatlandırıcılar ve meyveler, hem lezzetli hem de besleyici seçeneklerdir,” tavsiyesinde bulunuyor. Ayrıca, günde en az 30 dakika fiziksel aktivite yaparak bu tehlikeleri minimize etmek mümkün.
Tüm bu bilgiler ışığında, beslenme profesörü Dr. Mehmet Aydın'ın değerlendirmeleri, bireylerin kalp sağlığını korumak için beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmeleri gerektiğini gösteriyor. Hem yüksek kolesterol hem de şeker, kalp krizine yol açabilen kritik etkenler olarak öne çıkıyor. Önemli olan, hangi faktörün daha fazla risk teşkil ettiğini ve bireysel sağlık geçmişine göre hangisinin daha öncelikli olarak kontrol altına alınması gerektiğini belirlemektir.
Sonuç olarak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, doğru beslenmek ve düzenli fiziksel aktivite yapmak, kalp sağlığını korumak için vazgeçilmezdir. Kalp krizi riski ile mücadelede atılacak her adım, gelecekte daha sağlıklı bir yaşam sürme umudunu artırmaktadır.