Son yıllarda yaşanan sağlık sorunları, toplumların en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Özellikle pandemi sonrası dönemlerde ülkeler, sağlık sistemlerini gözden geçirmek zorunda kaldı. Ancak, İzmir gibi büyükşehirlerde yaşanan hizmet azalması, sağlık hizmetlerine erişimde büyük sorunlar doğurdu. Yapılan son araştırmalar, İzmir'de geçen yıla göre sağlık hizmetlerine erişimde yüzde 50 oranında bir düşüş yaşandığını ortaya koydu. Bu durum, sağlık sektöründe tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. İzmir halkı, sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamıyor ve bu da çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor.
Uzmanlar, sağlık hizmetlerine erişimdeki bu düşüşün birçok nedeni olduğunu belirtiyor. İzmir'deki sağlık kurumları, çeşitli nedenlerle hizmet kapasitesinde azalma yaşadı. Pandemi öncesi dönemde hizmet verilmesine rağmen, artan hasta sayısı ve sağlık personelinin tükenmişliği nedeniyle hastanelerin ve kliniklerin işleyişinde ciddi sorunlar ortaya çıktı. Ayrıca, sağlık personelinin yetersiz kalması, İzmir'deki hastanelerin randevu sistemlerini daha da zorlaştırarak, bekleme sürelerinin uzamasına neden oldu. Hastaların uzun süre beklemek zorunda kalması, birçok kişinin sağlık sorunlarını ertelemesine ya da tedavi için gerekli olan sağlık hizmetlerini almamasına neden oldu. Bu da, sağlık kayıtlarının düzenli tutulmamasına ve hastalıkların kontrol altında tutulmamasına yol açtı.
Sağlık hizmetlerinin düşüşü, çözülmesi gereken kritik sorunlar yaratıyor. Uzmanlar, bu durumun yarattığı potansiyel tehlikelere dikkat çekiyor. Öncelikle, kış ayları yaklaşırken soğuk algınlığı, grip ve benzeri hastalıkların artışı bekleniyor. Ancak, hastaların sağlık hizmetlerine ulaşmada yaşadığı güçlükler, bu sağlık sorunlarının daha da kötüleşmesine yol açabilir. İzmir’de sağlıkta eşitlik ve erişim hakkı için çeşitli kampanyalar ve girişimler başlatılması gerekiyor. İzmir'deki sağlık kurumlarının yeniden yapılandırılması, personel alımına hız verilmesi ve halkın sağlık hizmetlerine erişiminin artırılması hususunda acil önlemler alınmalı. Aksi durumda, bu düşüş, İzmir’de sağlıkta büyük bir krizin kapıda olduğuna dair alarm zilleri çalacak.
İzmir halkı, sağlık hizmetlerine erişimde yaşadığı zorlukların üstesinden gelmek ve daha iyi bir sağlık sistemine kavuşmak için kamuoyunu mobilize etmeli. Sağlık sorunları bireysel değil, toplumsal bir meseledir. Bu yüzden, hem bireysel hem de katılımcı bir yaklaşımla hareket etmek gerekiyor. İzmir, sağlık alanında yeni bir döneme girmeli; halkı korumak ve sağlık hizmetlerini geliştirmek için işbirliği yapmaya davet etmelidir.