Son dönemlerde Orta Doğu’da artan gerilimler ve çatışmalar, sivil hayatı doğrudan etkilemeye devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla, özellikle İsrail ile Filistinli gruplar arasındaki çatışmaların yoğunlaşması, bölgede büyük bir insani krize yol açtı. Bu bağlamda, İsrail’in geçtiğimiz günlerde El-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlediği hava saldırısı, olayın ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Birçok hastayı ve sağlık çalışanını tehdit eden bu saldırı, sosyal medyada ve uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu yazımızda saldırının ayrıntılarını, bölgedeki etkilerini ve insani durumu inceleyeceğiz.
El-Ehli Baptist Hastanesi, Gazze Şeridi’nde uzun yıllardır sağlık hizmetleri sunan önemli bir sağlık kuruluşudur. 1884 yılında kurulan hastane, Filistinliler için hayati öneme sahip servisler sağlamaktadır. Geçmişte birçok büyük sağlık operasyonuna ev sahipliği yapan hastane, bölgedeki çatışmalar nedeniyle sürekli bir insani yardıma muhtaç durumda kalmaktadır. Savaşla dolu bir coğrafyada, hastanenin bir sığınak ve iyileşme merkezi olarak rolü, özellikle sivil halka yönelik sağlık hizmetlerinin azalmasıyla daha da belirgin hale gelmiştir. Yüzlerce hasta, onkoloji, pediatri, genel cerrahi gibi çeşitli branşlarda tedavi görmek için burayı tercih etmektedir. Ancak son hava saldırısı, bu önemli yapının yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
İsrail’in hastaneye yönelik hava saldırısı, uluslararası toplumda büyük bir infiale neden oldu. Saldırı sırasında hastanede oldukları bilinen birçok sivil, doktor ve hasta hedef alındı. Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre, saldırı sonucu hastanede büyük hasar meydana geldi ve birçok kişi hayatını kaybetti. Saldırının ardında yatan gerekçe olarak, İsrail’in Hamas’ın yeraltı tünellerini hedef aldığı ve bu nedenle hastanenin kullanılacak bir sığınak veya merkezi olarak değerlendirdiği öne sürülüyor. Ancak bu tür iddialar, bölgedeki sivil kayıpları ve insani krizleri göz önünde bulundurulduğunda oldukça tartışmalı hale geliyor. Birçok insan hakları savunucusu ve uluslararası kuruluş, sivil tesislerin hedef alınmasının savaş suçları kapsamında değerlendirilebileceğini belirtmektedir.
Bu olay, sadece sivil kayıplara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda zaten zayıf olan sağlık sisteminin çökmesine neden oluyor. Hava saldırılarının ardından hastane, ciddi bir ekipman ve personel kaybı yaşadı. Hem sağlık çalışanları hem de hastalar büyük bir travma yaşıyor. Ayrıca, hastanenin sağlık hizmeti sunumundaki aksamalar, bölgedeki diğer hastaneler ve sağlık klinikleri üzerinde de olumsuz bir etkiye sahip. Bu tür olaylar, insani krizlerin daha da derinleşmesine yol açıyor ve sivil halkın yaşam koşullarını daha da kötüleştiriyor.
Uluslararası kamuoyunun tepkisi ise oldukça sert oldu; birçok ülke ve insan hakları örgütü, İsrail’i bu saldırıya verdikleri yanıtlar için kınadı. Saldırı sonrası yapılan açıklamalarda, özellikle sivil hedeflerin saldırıya uğraması ve sağlık kuruluşlarının bombardımana tabi tutulmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı. Birleşmiş Milletler, bölgede hemen bir insani yardım komisyonu kurulması çağrısında bulundu ve içinde bulunduğumuz dönemde insani yardımların artırılması için gerekli önlemlerin alınmasını talep etti.
El-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlenen bu saldırı, Orta Doğu’daki mevcut insani krizin ne kadar derinleştiğini gösteriyor. Sağlık hizmetlerinin giderek azalması, sivil halkın büyük bir tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor. Bilhassa çocuklar ve yaşlılar gibi savunmasız grupların bu tür durumlardan en fazla etkilendiği göz önüne alındığında, bölgedeki tansiyonun düşmesi ve kalıcı bir barış ortamının sağlanması adına acil tedbirler alınması gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, İsrail’in El-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlediği hava saldırısı, yalnızca bir sağlık kuruluşunu hedef almakla kalmayıp, sivil halkın sağlık ve güvenlik koşullarını da tehdit etmiştir. Uluslararası toplumun bu tür saldırılara karşı daha aktüel ve etkin cevaplar vermesi, gelecekte benzer olayların yaşanmaması adına elzemdir. Sağlık, güvenlik ve insani yardım misyonu, her ne kadar savaş ortamında zorlaşsa da, asla göz ardı edilmemesi gereken bir sorumluluktur.