74 yaşındaki usta, 66 yıldır babasından öğrendiği geleneksel yöntemleri titizlikle uyguluyor. Bu meslek, sadece bir iş değil, aynı zamanda aile geleneği ve bağlılığın simgesi. Usta, gelecek nesillere bu önemli bilgiyi aktarmanın hayalini kurarken, genç neslin de bu tür el sanatlarına olan ilgisinin azalmadığını belirtmekte. Babasından aldığı mirası daha da ileriye taşıma arzusuyla dolu olan bu usta, aynı zamanda oğluna öğretmek için sabırsızlanıyor. Bu hikaye, hem ailenin geçmişine bir saygı duruşu niteliği taşıyor hem de toplumda bu tür mesleklerin yaşatılması gerektiğini vurguluyor.
Usta, 66 yıl boyunca pek çok zorlukla mücadele etti. Günümüzün modern dünyasında geleneksel yöntemlerin nasıl ayakta kalabildiğini anlatırken, ezberlenmiş tekniklerin ve yılların deneyiminin verdiği ustalığın önemine de vurgu yapıyor. Her bir çalışması, onun hayattaki deneyimlerini, sabrını ve azmini yansıtıyor. Babasıyla birlikte geçirdiği yıllar, mesleğini yalnızca öğrenmekle kalmayıp bir tutku haline getirmesi açısından da kritik öneme sahip. Usta, 'Her parçayı yaparken babamı hissediyorum, onun öğretileriyle çalışıyorum.' diyerek, bu geleneğin kendisi için ne denli değerli olduğunu ifade ediyor.
Usta, şimdi oğluna bu mesleği devretmeye ve geçmişten gelen bilgiyi ona aktarmaya hazırlanıyor. Oğlunun da bu geleneği sürdürme isteği, ustanın emeklilik planları arasına girmiş durumda. Aile içindeki bu aktarım, toplumda sadece bir meslek olarak kalmayıp, aynı zamanda kültürel bir miras olarak da değerlendiriliyor. Usta, ‘Oğlum, benim gibi bunu severek yapmayı seçerse, bu meslek elbet daha da yükselecek.’ diyor. Gelişen teknolojinin zanaat alanındaki etkilerine rağmen, geleneksel yöntemlerin köklü ve değerli bir geçmişe sahip olduğunu savunan usta, bu tür el sanatlarının gelecek nesiller için sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir kimlik unsuru olduğuna da dikkat çekiyor.
Eğer tükenirse, sadece sanatın kendisi değil, bir kültür de kaybolacak. Bu nedenle, ustanın çabaları ve oğluna verdiği destek çok değerli. Her iki nesil, geçmişle gelecek arasında bir köprü kurma gayreti içinde. Böylece, el sanatlarının toplumsal değerinin korunmasına ve yaşatılmasına katkı sağlanıyor. Usta, yalnızca bir iş insanı değil, aynı zamanda bir kültürel taşıyıcı olarak gelecek için umut verici bir örnek sunuyor. Yazılı kaynaklar ve modern eğitimle birleştiğinde, geleneksel yöntemlerin yeniden değer kazanacağını düşünen usta, bu tür mesleklere olan ilginin arttığını görmekten mutlu olduğunu ifade ediyor.
Sonuç olarak, 74 yaşındaki ustanın hikayesi, yalnızca şahsi bir başarı öyküsü değil; aynı zamanda toplumun kültürel mirasını yaşatma çabasıdır. Usta ve oğlu arasındaki bu güçlü bağ, gelecekte de geleneksel el sanatlarının varlığını sürdürmesi için önemli bir adım niteliği taşıyor. 'Bu işin bir parçası olduğum için çok mutluyum, çünkü babamın ve benim hikayemiz, bizden sonra gelenlere ilham kaynağı olacak' diyor. İşte bu inanç ve bağlılıkla, ustanın hikayesi devam edecek ve nesilden nesile aktarılmaya devam edecektir.