Yaşam süresi, insanlık tarihi boyunca birçok kültürde büyük bir merak konusu olmuştur. İnsanlar, daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürme arzusuyla çeşitli yöntemler denemiş ve bu konuda efsaneler oluşturmuştur. Ancak 117 yaşına kadar yaşayan Mabel Smith isimli kadının yaşam hikayesi, bilim dünyasında ciddi bir araştırma ve inceleme konusu haline geldi. Mabel, 117 yaşına kadar yaşayarak, günümüzün en yaşlı insanlarından biri unvanını elde etti. 2023 yılında hayatını kaybeden Mabel’in uzun yaşamı, birçok uzmanın dikkatini çekti ve bunun sırlarını bulmak için yoğun bir araştırma süreci başlatıldı.
Bilim insanları, Mabel Smith’in uzun yaşamını araştırırken, genetik faktörlerin yanı sıra, yaşam tarzının da büyük bir rol oynadığını ortaya koydular. Yapılan DNA analizleri, Mabel’in ailesinde uzun yaşam öyküsü bulunan bireyler olduğunu gösterdi. Akrabalarının da ileri yaşlarda hayatlarını sürdürdükleri, uzun yaşam üzerine genetik bir yatkınlık olduğunu düşündürüyor. Ancak yalnızca genetik faktörlerin değil, Mabel’in yaşam tarzının da katkıları olduğu vurgulanıyor. Uzmanlar, sağlıklı beslenme alışkanlıkları, düzenli fiziksel aktivite ve pozitif yaşam bakış açısının Mabel’in uzun yaşam süresinde önemli bir etkili olduğunu belirtiyor.
Mabel, yaşamı boyunca organik ve yerel gıdalarla beslenmiş, fast food ve işlenmiş gıdalardan uzak durmuştur. Ayrıca, düzenli yürüyüşler yaparak fiziksel sağlığını korumuş, stres yönetimi için meditasyon gibi teknikler uygulamıştır. Uzmanlara göre, Mabel’in bu alışkanlıkları, onun yalnızca uzun yaşamını değil, aynı zamanda kaliteli bir yaşam sürmesine de katkıda bulunmuştur.
Uzun yaşamın sadece fiziksel faktörlerle sınırlı olmadığı, toplumsal ve psikolojik etmenlerin de önemli bir yere sahip olduğu ifade ediliyor. Mabel Smith’in aktif bir sosyal yaşam sürmesi, onun ruh sağlığını olumlu yönde etkilemiştir. Aile bağları ve arkadaşlık ilişkileri kurarak destekleyici bir çevre oluşturması, genel refahını artırmış ve stres seviyelerini düşürmüştür. Araştırmalar, sosyal etkileşimin uzun ömür üzerindeki olumlu etkilerini de göstermektedir; yalnızlık ve sosyal izolasyonun ise tam tersine, yaşam süresini kısaltabileceği vurgulanmaktadır.
İleri yaşlarda hayatını sürdüren bireylerin, gençlerle etkileşimde bulunarak, onların enerji ve motivasyonundan faydalandıkları, böylece yaşlanmanın getirdiği olumsuzluklarla daha iyi başa çıkabildikleri de gözlemlenen önemli bir bulgudur. Mabel Smith’in de genç bireylerle sosyal etkileşimde bulunarak, yaşam boyunca canlı kalmayı başardığı belirtiliyor. Bu durum, fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratarak uzun yaşamına katkı sağlamıştır.
Sonuç olarak, 117 yıl süren ömrüyle Mabel Smith, yalnızca bir yaşlılık örneği değil, aynı zamanda sağlıklı yaşamayı teşvik eden bir model haline geldi. Bilim insanları, onun hikayesinin ardından, insan ömrünü uzatmak için oluşturulacak olan ilerideki çalışmalarda Mabel’in yaşam tarzını referans alacaklar. Uzun yaşamın sırrı, genetik, çevresel faktörler ve iyi bir yaşam tarzının birleşimiyle elde edilebilecek bir hedef. Mabel’in hikayesinin, insanlara daha uzun, kaliteli ve mutlu bir yaşam sürme konusunda ilham vermesi umut ediliyor.